BLOGGER TEMPLATES - TWITTER BACKGROUNDS »

24 Aralık 2010 Cuma

1001 Çeşit Melodi

Yılbaşı geliyo diye herkesi tuhaf bi heyecan sardı yine, halusine olduk resmen. Biraz erken olacak ama, ben şimdiden hediyenizi verip bu tatlı uykudan uyandırayım sizleri. Ancak üstünden geçersiniz zaten. Her yıl merakla beklediğimiz Grammy adayları açıklandı arkadaşlar. Ne olur üşengeçlik edip de bakmamazlık etmeyin, inanın size göre de bir şeyler var orada. Hem artık myspace'dir, fizy'dir, grooveshark'dır derken müzik erişimimiz de epey bi kolayladı değil mi? Download'a abanmadan önce buraları bi ziyaret edin ne olur. Bu sözlerim de hiç efor sarf etmeden, harici belleğime çöken çakallara gitsin. Seviyorum ulan sizi! :)

E hadi bakmayın öyle, buyrun burdan:
http://www.grammy.com/nominees

14 Aralık 2010 Salı

Bir iki üç yetmez, dört beş altı olsun.

Efenim TBMM Silah Alt Komisyonu (evet böyle bi komisyon var!) silah bulundurma yaşını onsekize indirmiş. İsteyen beş silah ruhsatı alabilecek, bu silahların ikisini de üstünde taşıyabilecekmiş. E tabi birinin kurşunu biterse vakit kaybetmemek için bi yedek lazım, bunda abartılacak ne var canım! Madem ki artık iki silah taşınabiliyo, bulundurma yaşı da dokuza indirilebilir diye düşünüyorum. Ne var bunda şaşıracak yahu. Aynı anda yanında iki silah taşıyan dokuz yaşındaki bi çocuk, 2x9=18 işlemini doğrulayacak biçimde onsekiz yaşındaki bir yetişkine(!) denk sayılabilir gayet. (Sayın Bahçeli'ye selam olsun.) Hem gerçeğiyle oynamak varken neden oyuncağıyla vakit kaybetsin ki çocuklar...


Bu kadar sanıyosunuz di mi, ne yazık ki değil! Eskiden ruhsat için tam teşekküllü bir hastanenin altı kişilik bir heyetinden (nöroloji, psikoloji vb.) rapor almak gerekirken, artık tanıdık bi doktora "imzalatıvermek" yeterli. Zaten doktorlarımız (onlar kendini biliyo) da bu aralar mahallenin yaşlılarını kör etmekle meşgul, boşuna oyalamayalım değil mi? Vakit nakittir ne de olsa!

Az kalsın unutuyodum: Eski sabıkalılara da silah taşıma izni verilicek bundan böyle. Gerekçesi de hayatlarının tehlike altında olması imiş. Yahu neden baştan söylemiyosunuz şunu! Bütün yazdıklarım boşunaymış... Böylesi eksik oluyo ama, bence silahla adam yaralama veya öldürmeden mahkum olanların da içeride silah bulundurma ve taşıması serbest kılınmalı. Hatta boş zamanlarında atış yapabilecekleri poligonlar inşa edilsin ki antremansız kalmasınlar. Ne de olsa çıkınca lazım olacak değil mi ama?

Hep Avrupa ülkeleriyle kıyaslıyoruz ya kendimizi, alın size iki örnek: Yasal yollardan silah sahibi olabilmek için İngiltere'de av veya atış, Belçika'da ise atış kulüplerine üye olmanız gerekiyo (ki onun için de ciddi tetkiklerden geçiyorsunuz). Onun dışında bireysel silahlanma kesinlikle yasak! Neden? Çünkü silah bulundurur veya taşırsanız, kullanırsınız da. Bu kadar basit!

P.S. Umut Vakfı’nın yapmış olduğu araştırmaya göre, 2009 yılı itibariyle, Türkiye’de yılda dört bine yakın kişi ateşli silahlarla ölüyor, 700 kişi de yaralanıyor. Cinayetlerin yüzde 60’ında ateşli silah kullanılıyor. Her 10 kişiden birinde ve her üç evden birinde ateşli silah mevcut.

Kaynak: ntvmsnbc

Edit#1(15.12.2010): AKP grup başkanvekili Suat Kılıç, TBMM'nin yoğunluğunu öne sürerek tasarının büyük olasılıkla 12 Haziran seçimleri sonrasına kalacağını belirtti. Kamuoyundan ve TBMM'den gelen tepkilerin bu geri adımda önemli rol oynadığı iddia ediliyo. Bilginize.

3 Aralık 2010 Cuma

Quotes

".....Biz, anneannemizden daha az mutluyuz. Çünkü anneannemiz bizim kadar çok mutluluk istemiyordu. Mutluluğu bu kadar çok istemiyordu.....Bizden bir ya da iki önceki kuşak bizim kadar çok "son" görmedi. İlişkilerde bizim kadar çok son yaşamadılar. İşlerine bizim kadar hızlı son verilmedi, bizim kadar yeniden başlamak zorunda kalmadılar. Her son, yas demektir. Sonlandırdığınız şeyle ilgili ne kadar az şey hissederseniz hissedin bu, böyledir. Dolayısıyla bizler mutluluğun peşinden koşan ve aslında neredeyse aralıksız yas tutan bir kuşağız. Sevgililerin, arkadaşların, işlerin, evlerin, mahallelerin yani terk ettiğimiz her şeyin yasıyla doluyuz. Düşünün, anneannenizi düşünün."

Ece Temelkuran/Habertürk/20.11.2010