Bu blog un atası olan eski blog'umda Quotes başlığı altında başkalarından alıntılara yer verirdim. Fark ettim ki bir süredir unutmuşum yazmayı. Öyleyse kaldığımız yerden devam:
"Bir kez bile şampanya tatmamış, hatta hayatında şampanyayı kadeh içinde bile görmemiş binlerce insan evine boya badana yaptırırken katalogdan bakıp duvarlarının "şampanya rengi" olmasını istiyor. Artık bayrak kırmızısının rengi de "macenta" oldu, leylak rengine hiç utanıp sıkılmadan "lila" diyenler ne çok! Açık kiremit rengi "somon" olalı ne çok zaman geçti. Belki artık çok sıradan ama hiç de "normal" olmayan bir durum bu!"
Haşmet Babaoğlu
29 Mayıs 2010 Cumartesi
Quotes
Gönderen Armağan zaman: 20:33
28 Mayıs 2010 Cuma
Okan Bayülgen
Sanırım artık bu adamdan bahsetmemizin zamanı geldi. Askerden dönüşümle birlikte beni şaşırtan mevzulardan biri de kendilerini haftada üç gece, ülkenin yüksek rating alan kanallarından birinde, en azı üç saat olmak üzere, canlı programlar yaparken bulmuş olmamdır! Bu bir tür hegemonya değil de nedir söyler misiniz?
Edit #1: Bundan yedi ay önce bu adama saygı duyduğumu söylemişim. Ve demişim ki ".....konukları aşağılayan tavırlar.....". Herkese aynı tavrı sergilemiyodu, kim nasıl davranılmayı hak ediyosa öyle davranıyordu. Belki de hoşuma giden bu olmuştu. Gelgelelim çok önemli bir hususta büyük bir yanılgıya düştüğümü fark ettim. Sonuçta o insanları da programına davet eden oydu ve tüm bunlar tabii ki de rating uğrunaydı. Ve ne yazık ki ben de bu tuzağa düşmüş, bu çirkinliğin bir parçası olmuştum. O günden sonra bir daha izledim mi, hayır; ama fark etmez, o yazıyı kaleme almıştım bir kere!
Gönderen Armağan zaman: 19:03
MagazineS
Memleketimde yayımlanmakta olan birkaç dergiden bahsetmek için ortalık biraz durulsun diye bekliyorum ne zamandır. Neden mi? Malumunuz kıymetlimiz ROLL'u da dergi mezarlığına yolladıktan sonra, o güzelim ekibin nasıl bir aksiyon alacağı benim için büyük merak konusuydu. Nitekim, gelir gelmez "1+1" adlı yepyeni bir yayınla karşılaştım. Ne mutlu! Uzun ömürler dilerim...
Gönderen Armağan zaman: 03:02
21 Mayıs 2010 Cuma
Rakıname
İçerdeyken bir köşeyazısında okumuş ve hasretle anmıştım milli içeceğimizi :)
içmesini bilene
zevk-u sefadır.
içmeyi bilmeyene
cevr-ü cefadır rakı.
bir münasip miktarı
muhabbet anahtarı
kaçırırsan ayarı
can'a ezadır rakı.
ne dert kalır, ne keder,
içeni mes'ut eder.
içebilirsen eğer
ruhu ciladır rakı.
ham ervahsan yanaşma
arif'sen ondan şaşma,
iç ama, haddi aşma
ferahfezadır rakı.
yarattığı ahengi,
ne saz verir ne çengi,
terbiyenin mihengi
dense sezadır rakı.
beyaz peynir, domates,
yanına bir kavun kes,
çiğ köfteyle ne enfes
bir iptiladır rakı.
biraz tuzlu leblebi,
kadehin billur leb'i,
dudakları öpmeli,
yoksa hebadır rakı.
ehli kemal olana
zevkle hem'hal olana,
sohbette tad bulana,
yar'ı vefadır rakı.
misten ala kokusu,
ana sütü gibi su,
şu ki sözün doğrusu
müstesna ma'dır rakı.
dost bezminde sohbette
neşe-i muhabbette
her manevi lezzete
bir vasıtadır rakı.
nükte, cinas anlayan
ahengi-i bezm'e uyan,
içip zırvalamayan,
işte o'nadır rakı.
eşek içince zırlar,
köpek içerse hırlar
kedi içse tırmalar,
insanlar'adır rakı.
al kadehi eline,
dokun gönül teline,
muhabbet alemine,
bir merhabadır rakı.
adabı, erkanı var,
zamanı mekanı var,
kimin ki iz'anı var,
ona şifadır rakı.
gönül dargınlarına,
vefa kırgınlarına,
hayat yorgunlarına,
haza devadır rakı.
mirkelamoğlu der ki:
had bilmezsen eğer ki,
öyle rüsva eder ki,
başa beladır rakı.
Necip Mirkelamoğlu
Gönderen Armağan zaman: 17:42
20 Mayıs 2010 Perşembe
Hoşbulduk...
Her sabah erken kalkmayı
Kız gibi yatak yapmayı
Alelacele traş olmayı
Asker ol da gör arkadaş
Uygun adım yürümeyi
Her gördüğüne selam vermeyi
Çamur içinde sürünmeyi
Asker ol da gör arkadaş
Gece yarısı nöbet tutmayı
Kısa künye vermeyi
Her gün bot boyamayı
Asker ol da gör arkadaş
Yağmur altında ıslanmayı
Nöbette işaretle parolayı
Tüfekle çaprazda durmayı
Asker ol da gör arkadaş
Suyla bulaşık yıkamayı
Kazanlarda yemek yapmayı
Mıntıkada yaprak toplamayı
Asker ol da gör arkadaş
Sabunla çamaşır yıkamayı
Devamlı ot yolmayı
Sıladan uzak olmayı
Asker ol da gör arkadaş
Sabah akşam içtimayı
Bir dağılıp bir toplanmayı
Sabahları spor yapmayı
Asker ol da gör arkadaş
Omuzda tüfek taşımayı
Yürürken marş söylemeyi
Mekik ve şınav nasıl çekilirmiş
Asker ol da gör arkadaş
Düdük sesiyle toplanmayı
Düdük sesiyle dağılmayı
Bir köşede sessizce ağlamayı
Asker ol da gör arkadaş
P.S. Haklı olarak "Bunu sen mi yazdın?" gibisinden sorular geldi. Hayır arkadaşlar ben yazmadım. Oradayken varlığından haberdar olmuştum, sadece biraz düzenledim.
Gönderen Armağan zaman: 23:59